Ray Dalio, İlkeler (Hayat & iş) kitabına şu sözlerle başlıyor.
Category: Alıntılar
Sadece İki Kişi İçin Koş
Lewis Hamilton’ın Profil Kitap’tan çıkan yaşam öyküsü biyografi koleksiyonumun son parçalarından biri oldu. Henüz kitabın başındayım ama ilk sayfalardaki motive edici detayı buraya kazımak istedim.
Ümit Dünyası
Şevket Rado, 1913’te Üsküp’te (Makedonya) doğup 1988’de Türkiye’de hayata veda eden bir Türk gazeteci ve yazar.
Kendimize Uygun İşi Nasıl Buluruz?
Yazının başlığı aslında aynı adlı bir kitaptan geliyor. Roman Krznaric’in kitabını son dönemde birkaç kişiye önerdiğim için bugün burada da bahsetmek istedim.
Sağlıklı Tartışma vs. Çoğulcu Cehalet
Lale Saral Develioğlu’nun Karar Verdim adlı kitabında ‘Takım olmanın önündeki 5 engel’ anlatılırken* bu iki kavramdan bahsediliyor.
Ernest Hemingway’den Yazarlara Tavsiyeler
ABD’li romancı, kısa hikâye yazarı ve gazeteci Ernest Hemingway‘in (1899 – 1961) Yazmak Üzerine adlı kitabından tavsiyeler paylaşacağımı daha önce söylemiştim. Bu küçük kitap Hemingway’in bir eseri değil ama onun yazmak ve yazarlık üzerine farklı paylaşımlarını, tavsiyelerini bir araya getiren güzel bir kitap.
Kitapta farklı başlıklar altındaki paylaşımlar ve tavsiyelerden bir kısmını derlemek istedim. İyi bir çocuk olursak, belki biz de Hemingway kadar etkili bir yazar olabiliriz.
Yazarlık Nedir?
- Düz yazının kuralları uçuş matematik ve fizik kuralları kadar gerçektir.
- Bütün iyi kitapların ortak bir özelliği vardır; gerçekte olanlardan daha sahicidirler.
- Kimse bilemez anlayamaz ve hiç kimse işin sırrını veremez. İşin sırrı şiiri düzyazı gibi yazmak ve bu da yapılması en zor şey.
- Sembolizm falan yoktu. Deniz denizdir. Yaşlı adam yaşlı adamdır. İnsanların sembolizm dediği şey saçmalık. Bundan ötesini ancak zaten biliyorsan görürsün. (Hemingway’in bu konuda farklı bir iki paylaşımını da hatırlar gibiyim, zira tavsiyeler kronolojik olarak listelenmemiş.)
- Her okuyuşta yeni bir şey görür veya öğrenirsin.
- Öyküleri uydururken onları anlatıcının başına geçmiş gibi yazman gerekir. Eğer bunu yeterince iyi kotarırsan okuyucuyu da olayların kendi başından geçtiğine inandırabilirsin.
Yazarın Özellikleri
- Öncelikle yetenek olmalı. Hem de büyük bir yetenek. Sonra disiplin olmalı, sonra ise olasılıkları kucaklayan bir kavrayış ve taklitçiliği önleyecek katışıksız bir bilinç gerekli.
- Yazar zeki olmalı, önyargısız olmalı ve en önemlisi hayatta kalabilmeli. Zaman öylesine kıt ki yazarın en büyük başarısı hayatta kalmak ve işini getirebilmektir.
- Yazarlığı son derece ciddiye almak iki mutlak gereklilikten biridir İkincisi ise maalesef yetenektir.
- Hak ve haksızlık anlayış olmayan bir yazar roman yazacağına kalkıp özel çocukların gittiği bir okulun yıllığına düzenlesin daha iyi.
- İyi bir yazar mümkün olduğunca her şeyi bilmelidir. Tabii ki her şeyi bilemeyecektir. Çabucak öğrenemeyecek bazı şeyler vardır ve onları öğrenmenin bedelini elimizdeki tek şey olan zamanla ağır bir şekilde öderiz ki onlar hayattaki en basit şeylerdir. Onları bile öğrenmek hayat boyu sürer.
- Dürüstlük dışında iyi bir yazarın sahip olması gereken tek şey hayal gücüdür. Hayatta ne kadar çok şey öğrenirseniz hayal ettikleriniz o kadar gerçekçi olur.
- Bir yazar için küçük yaşta en iyi alıştırma mutsuz bir çocukluktur.
Yazarlara Tavsiyeler
- Başta nasıl olduğuna bak. Yazar tepeden tırnağa enerji ve heveste doludur ama okuyucuya hiçbir şey aktaramaz. Sonra enerjini harcarsın, hevesin geçer ama nasıl yazacağını öğrenirsin ve gençliği geride bıraktığında yaptığın iş gençken yaptığından daha iyi olur.
- Bazen bir öyküye başlayıp tıkandığında, endişelenme. Nasıl her zaman yazdıysan şimdi de yazacaksın. Tek yapman gereken doğru bir cümle yazmak. Bildiğin en doğru cümleyi yaz. Ben böyle diye düşünürüm.
- Yazmaya çalışırken en zor şeyin olan biteni, yaşadığın duyguları uyandıran esas eylemleri yazıya dökmek olduğunu farkettim.
- Bir yazar kendini nasıl eğitir? Önünde olup biteni izle. Etrafındaki sesleri ve söylenenleri hatırla. Sende duygu uyandıran şeyi, heyecanı yaratan eylemi bul. Sonra bunu net olarak okuyucunun da anlayabileceği ve senin aynı şekilde hissedebileceği şekilde yaz. Bu dört dörtlük bir egzersizdir.
- Veya değişiklik olsun diye bir başkasının kafasına gir. Sadece kimin haklı olduğunu düşünme. Bir insan olarak kimin haklı kimin haksız olduğunu bilirsin. Karar vermen ve bu kararları uygulaman gerekir. Bir yazar olarak ise yargılayamazsın, anlamazlısın.
- İnsanlar konuşurken onları tamamiyle dinle. Kendi söyleyeceğin şeyi düşünme. Bir yazarı kurutan işte budur, dinlememek.
- Harika olan ise dayanmak, işini yapmak, görmek, duymak, öğrenmek ve anlamak ve bildiğim bir şey varsa onu vakti gelince öyle çok da geç kalmadan yazmak. Eğer bir bütün olarak net bir şekilde görebiliyorsan, dünyayı bırak kurtarmak isteyenler kurtarsın. Zira o zaman gerçeğine uygun yaptığın her parça bütünü yansıtır. Mesele çalışmak ve bunu yapmayı öğrenmektir.
- Kitabına güzel olan kadar kötü ve çirkini de koymalısın. Çünkü her şeyin güzel olması inandırıcı olmaz. Hayat böyle değil. İstediğin şekilde yazmanın tek yolu, her iki tarafı hatta üç, dört boyutunu göstermek.
- Hava durumu lanet kitabına koymayı unutma. Havanın nasıl olduğu çok önemlidir.
- Noktalama konusundaki tavrım olabildiğince gelenekseldir. Kendi reformlarını yapma hakkını elde etmek için önce sıradan ekipmanlarla herkesten çok daha iyi olabileceğini kanıtlaman gerekir. (Noktalama işaretlerini kullanmadan yazı yazmak konusunda Barış Özcan’ın şu videosuna göz atın.)
- Sözlüğe ihtiyaç duyan bir yazarın aslında yazmaması lazım. Sözlüğü baştan sona en az 3 defa okuyup bitirmiş ve çoktan ihtiyacı olan bir başkasına ödünç vermiş olmalıdır. Bir yere uyan yalnızca belli sözcükler vardır ve benzetmeler (getirin bakayım sözlüğümü) arızalı mühimmattan farksızdır (şu an için daha aşağılayıcı bir şey düşünemiyorum). (Soldaki parantezler Hemingway’e ait)
- Gazetede çalışmayı önerir misiniz? Star’da basit açıklayıcı cümleler ile yazmayı öğrenmek zorundaydık. Bunun herkese faydası vardır. Gazetede çalışmanın bir yazara kesinlikle zararı olmaz. Hatta zamanında bırakmayı becerebilirse faydası dokunur.
- Bir kitabı bitirdikten sonra duygusal olarak tükenmiş oluyorum. Eğer değilsem duyguyu okuyucuya bütünüyle aktaramamışım demektir. Her neyse, en azından bende böyle oluyor.
- Başlık bulmaya çalışmak pokerde kart çekmeye çok benzer. Çeker durursun ve elinde bir sürü işe yaramaz kart birikir, ama eğer azimle devam edersen sonunda iyi bir elin olur.
Çalışma Alışkanlıkları
- Rahat yazabiliyorken bırak ve ertesi gün başına tekrar oturana kadar hiç düşünme ve endişelenme. Böylece bilinçaltın sürekli olarak bu konu üzerinde çalışacaktır. Eğer bilinçli olarak düşünür ve tasalanırsan fikir öldürürsün ve beynin daha çalışmaya başlamadan yorulmuş olur… İşin en zor kısmı romanı bitirmektir.
- Kafamı yazmaktan uzaklaştırmak için bulabildiğim kitapları okurdum.
- Çok güzel bir öykü yazdığıma emin olsam da ancak ertesi gün okumadan tam olarak ne kadar iyi olduğunu anlayamazdım.
- Genellikle sabahları yazmaya başlamadan önce hiçbir şey okumam ki işe kimsenin yardımı olmaksızın, etkisi altında kalmaksızın ve sunduğu muhteşem örnekleri veya omzunun üstünden beni izlemesine maruz bırakılmaksızın girişebileyim.
- İyi miyim kötü mü depresyonu sanatçının ödülü olarak bilinir.
- Ben basit bir yazarım. Kitaplarındaki hava neredeyse her zaman dışarıdakiyle aynıdır.
- Günlük iyi yazılmış 400-600 sözcük arasının benim için en uygun hız olduğunu fark ettiğimden beri bununla mutluyum. Yine de sadece 320 sözcük yazmışsam da iyi hissediyordum.
- Küçük başarılara sığınmak, fakir arkadaşlara iyilik yapmak gibi şeyler yalnızca pes etmenin farklı bir yoludur.
- Yazarlar yalnız çalışmalıdır. Birbirini sadece işleri bitirdiklerinde, o zaman bile çok sık olmamak şartıyla görmelidirler. Gerçek manada yazmak yalnız bir hayattır, cemiyetler yazarın yalnızlığını bir ölçüde hafifletse de sanmıyorum ki yazısını iyileştirirsin. Yazar yalnızlığını üzerinden arttıkça sosyal çevrelerde itibarı artar. Ama genellikle yazdıkları kötüleşir. Çünkü bu iş yalnız yapılan bir iştir ve eğer yeterince iyi bir yazarsa her gün ya ebediyetle veyahut ebediyetin yokluğuyla yüzleşmek zorundadır.
Yazmanın Eziyeti ve Hazzı
- Bence temelde iki şey için yazarsın; öncelikle tamamen mükemmelleştirmek amacıyla kendim için, ki durum bu değilse ne alâ, sonra da okuma yazma bilsin-bilmesin, hayatta olsun-olmasın, sevdiğin kadın için.
- Yazmak güç iş Max. Ama hiçbir şey daha iyi hissettirmiyor.
- Yazmak asla yapılabileceği kadar iyi yapılamayan bir şeydir. Sürekli bir meydan okumadır ve hayatımda yaptığım her şeyden daha zor. Bu yüzden yapıyorum ve iyi yapınca mutlu oluyorum.
- Bana para ödense de ödenmese de mutlu olmak için yazmak zorundayım. Bu berbat hastalıkla doğmuşum, seviyorum yazmayı ve bu daha beter. Durumumu hastalıktan kabahate çeviriyor.
- Bilirsin kurgu, daha doğrusu düzyazı yazarların en zor kısmıdır. Sırtını yaslayabileceğin güvenilir bir dayanağın yoktur. Somut olmayanı alıp somutlaştırma ve onu okuyucunun yaşamının bir parçası olabilecek kadar normal göstermen gerekir.
- Yazmanın kuralı yoktur. Bazen kendiliğinden ve kusursuz bir şekilde gelir, bazen kayayı matkapla delip parçalamaya benzer.
- Çok komik bir kitap yazmak için önce büyük eziyet çekmek gerekir.
Ne Hakkında Yazmalı
- Kişisel trajedini unut. İncindiğin zamanda acınla sahtekarlık yapma, kullan onu. Bir bilim adamı tarafsızlığına yaklaş, ancak sırf senin veya tanıdığın birinin başına geliyor diye lüzumsuz önem atfetme
- Dostoyevski Sibirya’ya sürgün edilince Dostoyevski oldu. Yazarlar haksızlıkla kılıçlar gibi dövülür.
- Bildiğim her şey hakkında birer öykü yazmaya karar verdim. Yazarlık kariyerim boyunca da bunu yapmaya çalıştım; sıkı ama faydalı bir disiplindi. (Benim de blogumumu kişisel hafızama yakın bir hale getirmek istediğim doğrudur.)
- Dünyada yapılabilecek en zor şey, insan üzerine gerçekten dürüst düz yazı yazmak. Önce konuyu tanımalısın, sonra da nasıl yazılacağını bilmelisin. İkisi de bir ömürlük işler.
Kısa ve gösterişsiz yazı tarzıyla ustalaşan Hemingway hakkında Birce Altay’ın şu yazısına, anlaşılır yazmak konusunda paylaştığım araçlara ve Umberto Eco’nun Gibi Yazmak başlıklı yazıma göz atabilirsiniz.