Category: İnternet
Bedava’nın Yıkıcı Gücü ve Google
Chris Anderson’ın Bedava adlı kitabı ücretsiz bir şey sunmanın yıkıcı etkisi konusunda çok çarpıcı örnekler sunar. Biraz önce düşününce Google’ın ücretsiz stratejiyle bir çok iş kolunu (rakiplerini) darmadağın ettiğini düşündüm;
- E-posta (Gmail)
- Bulut Depolama (Google Drive)
- Trafik Analitiği (Google Analytics)
- Ofis Yazılımları (Google Docs)
- Mobil OS (Android)
- Video (Youtube)
Elbette Google’ın ürün kalitesi ve ekosistemi bu yıkımlarda büyük pay sahibi. Mesela Blogspot (Blogger) ile istediğini bir türlü yapamadı çünkü taş gibi WordPress vardı. (Eğer WordPress açık kaynak olmasa belki bu yazıyı da Blogspot’ta okuyor olurdunuz.) Ama bazı istisnalar da yok değil. Örneğin Android belki iOS’tan çok gerideydi ama üreticiler için tutarlı başka bir seçenek de yoktu.
Eskiden ‘kullanıcıyı bir şekilde ücretlendir’ mantığı vardı fakat yazılım tarafında artık gidilebildiği yere kadar ‘bedava’ gidiliyor. İlk 1 milyon kullanıcı hedefi çok gerilerde kaldı. 2012’de o hedef 10 milyon olmuştu. Belki şimdi 100 milyon.
Şimdi bunları neden yazdın diyeceksiniz. Şunu merak ediyorum; Google’ın ‘bedava’ya yıkacağı yeni iş kolu ne olacak? Kişisel bilgisayarlar? Mobil internet? Otonom araç yazılımı? …
Gelişmiş Ülke Nasıl Olunur?
“Dünya istatistiklerinin uygun bir şekilde hazırlanıp kullanıma sunulmuyor. Bu yüzden, hali hazırda gelişmekte olan ve endüstrileşmiş ülkelerin eski kafa yapısına sahibiz, ki bu yanlıştır.”
Bu sözlerle başlıyor Hans Rosling’in TED konuşması ve yukarıdaki tabloyla bitiyor. Sunumun önceki bölümlerini izlemeyi size bırakıyorum ama bu son sayfaya değinmeden geçmek istemedim.
Rosling’in ortaya koyduğu bu anlam/amaç tablosu küresel çerçevede gelişmiş ve gelişmekte olan ülke sınıflandırmasına yeniden bakmamızı sağlayacak cinsten. Ekonomik büyümenin her gün amaç olarak önümüzde sunulduğu bir dünyada Hans Rosling aslında işin öyle olmadığını söylüyor. Kültür ve insan haklarının gelişmişliği yerine ekonomik büyüme hedefleri pohpohlanıyor. Bu da ‘toplumsal astigmat’a (şimdi uydurdum) yani gerçekleri bulanık olarak görmemize neden oluyor.
Elbette ekonomik büyüme diğer hedefleri etkileyen en önemli ölçüt sayılabilir ancak bu noktada yine oransal bir değerleme yapmak gerektiğini unutmamak lazım. Sunumu izlediğinizde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin yoksulluk üzerine ne durumda olduğunu daha iyi görecek ve ne demek istediğimizi daha iyi anlayacaksınız.
İlk fırsatta Gosling’in tüm sunumlarını izlemeyi istiyor ve size de tavsiye ediyorum ki Goslin, kurucusu olduğu Gapminder‘ın Trendalyzer ürününü 2007 yılında Google’a satmayı başarmış(?). Google’ın Public Data Explorer ürünü de bu sayede ortaya çıkmış.
Bu arada 2011’de Türkiye’ye gelen Gosling, doğru adımlar atılması halinde ülkemizin altın yılını 2030’da yaşayacağını dile getirmiş.
Aptal Olma, İşini Yap!
Epey bir dönem yukarıdaki duvar kağıdını kullandım bilgisayarımda. Bir dönem telefonumda ve Twitter arkaplanımda da kullandım (resme bilhassa bakmayanlar mesajı göremiyordu). Bu minvalde bir tarayıcı eklentisi görünce de yeniden hatırladım ve paylaşmak istedim.
Chrome eklentisi Go Fucking Work, boşa vakit kaybetmenizin önüne geçmek için istediğiniz siteleri erişime kapatıyor.Engellediğiniz sitelere girdiğinizde de sizi gofuckingwork.com’a yönlendirerek;
‘Lanet olası(!) işini yap. Şimdi!’
‘Yakında öleceksin, Çalış!’
gibi argo/agresif/aşağılayıcı sözlerle karşılıyor. Maalesef direkt küfrettiği bile oluyor. 🙂
GFW, varsayılan olarak siteleri engelliyor ve siz kaç dakika boyunca erişim istediğinizi belirliyorsunuz. Yani 5 dakika boyunca sosyal ağlarda vakit geçirmek için izin istiyorsunuz. Diğer durumlarda bu siteler tamamen eirşinize kapatılıyor.
Pomodoro tekniğine uygun 25 dakikalık bir aralık ve sadece belli sitelere girebilme özelliği (whitelist) yok ama yine işe yarayacak bir eklenti olduğunu söyleyebilirim. Firefox’a ara verdikten sonra süre ayarlı bir engelleyici eklenti kuramamıştım. Bununla bu açığı da kapatmış oldum. Elbette olumlu/motive edici mesajlar daha iyi olacaktır ama bazen de insanın acı gerçekleri duyması gerekiyor. Hazırsanız buyrun siz de başlayın. 🙂
Apple, Google ve Motorola’nın Estetiği
Ezelden beri tasarımını beğenmediğim Motorola, Androidli ilk telefonlarının ilgi görmesinden olacak kendini Google’a satmayı başardı.