Category: Arka Kapak

Arka Kapak’ın Eylül Sayısında Neler Var?

Arka Kapak’ın Temmuz Sayısında Neler Var?

Aylık kültür ve kitap dergimiz Arka Kapak‘ın bu ayki sayısı hem konusuyla hem kapağıyla oldukça dikkat çekici. Temmuz sayımızın başrolünde Yüzüklerin Efendisi serisiyle fantastik edebiyatı sanatsal üretim ve kurgusal zenginlik açısından zirveye taşıyan J.R.R. Tolkien var. Kapaktaki resim ise Gandalf.

22. sayımızda yazarlarımız Medeni Yılmaz, Feyza Şener, Erkan Şimşek, Zeki Dursun, İrem Hasanoğlu, Ümit Yaşar Özkan ve Hasanali Yıldırım dosya konumuza zenginleştirdi. Türk sinemasının fantastik sinemayla imtihanını yazan Ayşe Yılmaz dosya konumuzu kendi coğrafyamıza taşıyor. Selçuk Küpçük’ün Türk müzik tarihine Burhan Bayar’ın besteleri üzerinden eğildiği yazı ise sayımızın dikkat çeken yazılarından. Alper Gürkan ve Savaş Kılıç Hegel ve Levi-Strauss üzerine yazdığı yazılarla okurlar için entelektüel rotalar oluşturuyorlar. Ekrem Sakar Osmanlı Âlimleri üzerine yazarken, Selim Ahmetoğlu da, Cemal Kafadar’ın zengin tarih birikimini bizlere aktarıyor.

Diğer yandan İdris Mahfi‘nin nev-i şahsına münhasır tarzıyla Arka Blog’ta okurlarıyla buluştuğunu da paylaşmadan geçmeyelim. Editörün Masası köşemizde ise Mehmet Akif Memmi okurlarıyla bir araya geliyor.

Benim Master Algoritma kitabını mercek altına aldığım bu sayının tüm içeriği ise aşağıdaki gibi. Eminim ilginizi çekecek birkaç yazı vardır. Arka Kapak’ı gazete/dergi bayilerinden veya Babil.com‘dan satın alabilirsiniz. Ayrıca bazı yazılarımızı arkakapak.com‘dan takip edebilirsiniz. 😉

Not: Dergimizin yazarlarından, kitap yayıncılığının genç editörlerinden İhsan Sönmez geçtiğimiz ay aramızdan ayrıldı. Kendisine Allah’tan rahmet, sevenlerine sabır diliyorum.

İçinde Ne Var? / Arka Kapak  Temmuz 2017

4 / Mustafa Özel – Hidayet, Sanat Ve Mûsıkîdir!

6 / Enis Batur – Şiir Kitapları, Şiir Ortamı

7 / Sedat Albayrak / İmkânsız Sahafın Peşinde

8 / Selim Ahmetoğlu / “diyar-ı Rum” Ne Yana Düşer?

10 / Haydar Ergülen – Yazlık

12 / Özkan Ali Bozdemir / Modernizm Felaketi

13 / Gizem Yiğit / Kedilerin Başkenti İstanbul

14 / Hasan Öztürk / Muharrir Neden Yetişmiyor?

16 / Şeyma Özdemir / Yeryüzündesin. Bunun Bir Tedavisi Yok!

17 / Dosya Konusu / J. R. R. Tolkıen & Yüzüklerin Efendisi

Medeni Yılmaz / güney Afrika’dan Orta Dünya’ya J. R.r. Tolkıen Efsanesi
Feyza Şener / alegorinin Sınırlarını Nasıl Aştı?dosya Konusu
Erkan Şimşek / tolkıen, Edward Saıd Okudu Mu?
Zeki Dursun / biz Hangi Yüzüklerin Efendisiyiz?
İrem Uzunhasanoğlu / Fantastik Edebiyatın Efendisi, Tolkıen
Ümit Yaşar Özkan / Tolkıen’i Okumak
Hasanali Yıldırım / düş Ve Gerçeğin Ortasında Fantazya

33 / Cüneyt Gönen / “siyah Bir Kuğu” Olduğunu Unutma!

34 / Ahmet Demirhan / Güncele Mahkûm Edilivermek!

36 / Röportaj: Behiç Ak – Çocukların Da Entelektüel Seviyeleri Var

44 / A. Ali Ural – “kaçan Ayna”dan Yansıyanlar

46 / Savaş Kılıç / Lévı-strauss Ve Aynı’nın Huzursuzluğu

48 / Feridun Andaç / Yersiz Yurtsuzlaşan

50 / Anıl Mert Kılıçer / Modern Aklın Dünyası

51 / Ekrem Sakar / Osmanlı’nın Âlimleri Ve Ârifleri

52 / Volkan Zamanoğlu / Sylvıa Plath İle Sırça Fanus

54 / Mesut Varlık / Soruşturma

56 / Abdurrahman Üzülmez / Bernard Lewis’i Okumak

58 / Merve Akbaş / Evsizlik Öyküsü

59 / Fırat Demirel / Yapay Zekânın Geleceği

60 / Alper Gürkan / Hegel İdealizmi Ve Din Felsefesi

61 / Nihal Yormaz / Georges Perec

62 / Adnan Saracoğlu / elif Konar Özkan

64 / Çizgi Roman / Geleceği Görmek

66 / Kaan Murat Yanık – Yukio Mişima

68 / Aslı Tunç / Gençlik Başımda Duman

70 / Selçuk Küpçük / Büyük Şarkıcıların Bestecisi

72 / Tuğba Güner / Az Bilinen Fantastik Filmler

74 / A. Rıdvan Can / Perde

76 / Ayşe Yılmaz / Fantastik Türk Sinemasının Metafiziği

78 / Berrak Sıral / Orada Bir Kitap Var Uzakta

80 / Esra Nur Akbulak / Kitap Vitrini

82 / Etkinlik Günlüğü / Elif Kurt

83 / Mehmet Akif Memmi / Editörün Masası

84 / İdris Mahfî / Arka Blog

Not: Buraya kadar indiğiniz için tebrikler. 😉

Arka Kapak Ocak Sayısı & Okur Anketi

PayPal Mafyası ve Max Levchin’in Hikayesi

PayPal’ı kuran 6 kişiden dördü lisede bomba yapmıştı. Beşimiz 23 yaşında veya daha gençtik. Dördümüz ABD dışında doğmuştuk. Üçümüz buraya komünist ülkelerden kaçmıştık; Yu Pan Çin’den Luke Nosek Polonya’dan ve Max Levchin Sovyet Ukrayna’dan. Bomba yapmak o zamanlar bu ülkelerde çocukların normalde yaptıkları şeyler değildi.

Altımız da uçuk (eksantirik) olarak görülebilirdik. Luke’la ilk konuşmam, tıbbi bir yeniden canlandırma umuduyla ölmeden önce dondurulacağı canlı dondurma programına nasıl kaybolduğu üzerineydi. Russ Simmons bir karavan parkından Illinois’deki en iyi matematik ve bilim okullarından birine gitmek için kaçmıştı. Max (Levchin) bir ülke vatandaşı olmadığını iddia ediyor ve bununla gurur duyuyordu. Ailesi ABD’ye kaçarken SSCB çökünce diplomatik arafta kalmıştı. .

Yukarıdaki satırları daha dün Peter Thiel’in Zero to One (Sıfırdan Bire) adlı kitabında okumuştum ve bu sabah TV’de Max Levchin ismini duyunca durup izlemeye başladım. (Alttaki fotoğrafta en önde sağda elinde kartları tutan. Soldaki de Thiel.)

Paypal Mafyasi

Peter Thiel’i de anlatmak lazım ama izleyince gördüm ki Maksymilian Rafailovych Levchyn, Paypal’ın nasıl bir ‘mafya’ olduğunu çok iyi gösteriyor. Sıradışı bir çalışkan, zeki ve mütevazı biri (en azından öyle gözüküyor). Paypal’dan sonra Slide’ı kurup Google’a satan Max, aynı zamanda Yelp’in kurucu ortaklarından. Şu anda ise HVF Labs‘ın kurucusu ve HVF’den çıkan Affirm.com‘u büyütmekle meşgul.

Sözü daha fazla uzatmadan Max Levchin’in röportajından aklımda kalan bazı bilgileri paylaşmak (parantez içindekiler benim eklemelerim) istiyorum;

  • Rus olduğum sanılıyor ama ben Ukrayna’da doğan bir Yahudi’yim.
  • Anneannem ve babaannem fizikçiydi. Babam kimyacıydı ama sonradan yazar oldu. Ailede herkes fiziğin bir ucundan tutmuştu.
  • Ukrayna’da kalsaydım sanırım yine kodlama yapardım. Üniversitedeyken 4 şirket kurdum ve hepsi başarısız oldu. PayPal beşincisiydi.
  • Bir otobiyografim yazılsa başlığı Drive (itici güç) olurdu. Beni ben yapan şey nedir derseniz itici güç derim. Anneannemi örnek aldım. 1,55 boyunda ama tank gibi bir kadındı. Moskova’dan ayrılırken bize bir daha asla geri dönemeyeceğinizi biliyor musunuz dediklerinde , ‘Evet, biliyoruz’ demişti. (Galiba ABD’ye gitmelerini tetikleyen de o olmuş.)
  • Jet motorlarından pek anlamam, matematiği çok severim ve baba olana dek iyi vakit geçirmek için olasılık kitabını açıp içindeki soruları çözerdim. (Ben Olasılık Teorisi ve Rastgele Süreçler dersini bir türlü geçememiştim. Olasılıksız kitabı en sevdiğim kitaplardan biri.)
  • Ben canım çıkana kadar çalışmaya inanırım. İlk milyon dolarımı kazandığımda ne yaptım? Hiç bir şey. Arkadaşımın evinde banyo yapıyordum ve kendim için bir şeyler yapıp yapmamayı düşündüm. Ev tutacak vaktim olmamıştı. Kalkıp işe gittim.
  • Marissa Mayer’in Yahoo’yu kurtaracağına inanıyorum. Onun itici gücü var. (Max, Aralık 2012-Aralık 2015 arasında Yahoo! yönetim kurulundaymış. Şu anda Yahoo! satılmanın eşiğinde.)
  • Öldüğümde benim için ‘iyi ve eğlenceli bir babaydı‘ denilmesi yeterli.
  • PayPal’ı satmak zor oldu çünkü onu bir çocuğumuz gibi görüyorduk ve büyütüp belli bir noktaya getirmiştim. İş yapmak açısından ise PayPal’ı satmak sanırım doğru bir karardı.
  • Annesinin dediğine göre oğlumu da kendim gibi biraz inek yaptım (ki bundan gocunmuyor). Dört yaşındaki oğlum da kodlama biliyor.  

Hasıl-ı kelam mesele yine çok çalışmaya, motivasyona ve mütevazı yaşamaya geliyor. Biz bunların kaçına sahibiz?

_ _
1) Zero to One (Sıfırdan Bire) – sf.179
2) Max Levchin – Wikipedia
3) Studio 1.0 – Emly Chang’ın sunduğu program
4) PayPal Mafyası’nın Üyeleri – Ölüm Grubu
5) Arka Kapak’ın Ağustos sayısında Sıfırdan Bire kitabından ve Peter Thiel’den bahsettim. 1 Ağustos’ta bayinize veya babil.com’a uğramayı unutmayın. 😉

Arka Kapak Temmuz Sayısı Çıktı!

Arka Kapak Temmuz

Türkiye’nin güzide kitap ve kültür dergisi Arka Kapak‘ın Temmuz sayısı çıktı. 🙂

Bu ayki sayının dosya konusu Dönüşüm romanı ve Franz Kafka. Hani şu;

“Gregor Samsa bir sabah kötü bir rüyadan uyandığında, kendini yatağında korkunç bir böceğe dönüşmüş olarak buldu.”

cümlesiyle başlayan küçük başyapıt. Dönüşüm’ü biraz geç de olsa okumuş ve kitap özetleri sayfama eklemiştim. Dosya konusu yapılacak kadar derin bir kitap olduğunu pekâla söyleyebilirim.

Bu sayıda benim incelediğim kitap ise Nassir Ghaemi’nin ‘Birinci Sınıf Delilik‘ kitabı oldu. Akıl hastalıklarına farklı bir gözle yaklaşan Birinci Sınıf Delilik, hem siyasi/tarihi karakterlere hem de benim gibi delilere ve dahilere meraklı kişiler için farklı bir tat sunuyor.

Her zamanki gibi özel kapak tasarımıyla çıkan Arka Kapak’ı bayinizden veya babil.com’dan alabilirsiniz. 😉

Bu ay Arka Kapak için 'Birinci Sınıf Delilik' kitabını yazdım. Bayinizden veya babil.com'dan alabilirsiniz. ??#arkakapak #arkakapakdergisi @arkakapakdergi #kitap

A post shared by Fırat Demirel (@firatdemirel) on

Google Nasıl Yönetiliyor? – Kitap İncelemesi

(Açıklama: Bu yazı ilk olarak Arka Kapak dergisinin Mart sayısında yayınlanmıştır. Buradaki sürüm bazı güncellemeler içerebilir.)

Sağanak bir ilkbahar yağmurunu düşünün. Bardaktan boşanırcasına yağıyor. İnen yağmur damlalarını bir orkestra şefi edasıyla yönetebilir misiniz? Yanıtınız muhtemelen hayır olacak. Ancak söz konusu yağmur, dijital veri yağmuruysa (ki öyle) neler yapılabileceğini sakin kafayla düşünmek gerekiyor.

Uygarlığın başlangıcından 2003’e kadar üretilen bilgi hacmini üretmemiz 2010 yılında sadece iki gün sürmekteydi. Günümüzde ise bu süre muhtemelen saatler seviyesine inmiş durumda. Ve bu veri sağanak yağış altında başarılı bir şirket yönetmek epey zor. Kişisel verilerini ölçmek ve analiz etmekle yetinen biri olarak bu konuda ahkâm kesmeyeceğim. Ancak Google’ın en tecrübeli yöneticilerinden Eric Schmidt ve Jonathan Rosenberg’in tatmin edici tavsiyelerini paylaşmama izin verin.

Üretken Akıllarla Çalışmak

İnternet çağında şirket yönetmenin inceliklerini anlatan Schmidt ve Rosenberg, işin sırrının ‘üretken akıllardan’ oluşan bir ekip kurmaktan ve bu ekibi korumaktan geçtiğini söylüyor. Üretken akılları işe alırken çok seçici olmanın önemine vurgu yapan ikili, üretken akılları analitik, ticari ve rekabetçi olarak tanımlıyor. Onlara itiraz etme hakkı ve olabildiğince özgürlük vermek gerektiğini savunuyor.

Google’ın yönetim stratejilerini, itiraflarını ve hatalarını samimi bir dille anlatan ikilinin satır aralarında yeni üretken akıllara göz kırptığını söylemek yanlış olmaz. Zira gerçek üretken akılları bulmanın zorluğuna ve Google’ın bu konuda sunduğu imkânlara profesyonelce vurgu yapılıyor. Pek tabi Google çalışanlarına da üstü kapalı bir övgü paketi gönderiliyor.

Bkz: 10 Maddede Google Nasıl Yönetiliyor?

Bu kitabın girişimcilerden en üst kademedeki yöneticilere kadar şirket yönetimi konusunda geniş bir perspektif sunduğunu pekala söyleyebiliriz. Kitapta karar alma, doğru iletişim, inovasyon ve büyük düşünmek konusunda çok önemli tavsiyeler bulmak da mümkün. Yaşanmış olaylar üzerinden yapılan anlatımlar da verilen mesajı içselleştirmenizi kolaylaştırıyor.

İyimser Bir Gelecek

Teknolojik devinimin geleceğine distopik değil, ‘Polyannacı’ gözle yaklaşan Schmidt ve Rosenberg’e göre hiçbir şirketin sonsuza kadar ayakta kalmayacak. Onlara göre bu kitabı (veya bu yazıyı) okuyan ‘üretken akıllar’dan birinin bile Google’ı bitirmesi olasılık dâhilinde. Yani Schmidt ve Rosenberg kendi sonunu bile makul görerek, Polyannacı olmanın hakkını veriyor.

Bkz: Google’ın Strateji Kontrol Listesi

Sözün özü, Google’ın bugün 500 milyar dolara yakın piyasa değerinde, tüm internet trafiğinin yüzde 82’sini çeken ve e-posta istemcisi 1 milyardan fazla kişi tarafından kullanılan bir şirket olduğu düşünürsek, Schmidt ve Rosenberg’in tavsiyelerine kulak asmamak için hiçbir neden yok.

Teknoloji dünyasında kuralların her gün yeni baştan yazıldığını, bir kurala veya yönteme bağlı kalanın değil, dinamik olarak kendini yeni şeylere uyduranın ayakta kalabileceğini de unutmamak gerekiyor.

Kitap hakkında söylenebilecek son şey, sanırım yöneticilerin bu kitabı çalışanlarından önce okuması gerektiğidir. Zira takip edilmediği takdirde çalışanların işyerine duyduğu sadakat gün geçtikçe azalıyor. Yöneticilerin çalışanlarının motivasyonunu ve şirketten ayrılma katsayısını hesaplayabilmesi gerekiyor. Aksi takdirde sağanak yağmur altında sırılsıklam olmak işten bile değil. Bakınız Google bile bu korkudan azâde değil…

Google Nasil Yonetiliyor Kitap Ozeti